-
1 exécuter
v t1 yapmak2 idam etmek3 çalmak -
2 saboter
-
3 affaire
n f1 iş [iʃ]◊C'est mon affaire. — Bu benim işim.
◊Occupe-toi de tes affaires. — Başkasının işine burnunu sokma.
2 scandale rezalet3 marché iş [iʃ]4 iş [iʃ]a kişisel eşyab ticari işler6 faire l'affaire iş görmek◊Ce tournevis fera l'affaire. — Bu tornavida işi görür.
7 les affaires étrangères dışişleri8 dâva9 avoir affaire à qqn birine muhatap olmak -
4 fonction
n f1 devoir görev [ɟœ'ɾev]◊Il a pour fonction de vérifier leur travail. — Onun görevi öbürlerinin işlerini denetlemek.
2 iş [iʃ]3 en fonction de -(y)e göre4 faire fonction de -in yerini tutmak5 la fonction publique kamu görevi -
5 bâcler
-
6 baby-sitting
n m (pl baby-sittings)garde d'enfant bir çocuğa bakma işi -
7 ménage
См. также в других словарях:
Yaradana sığınıp (bir iş yapmak) — bütün gücünü kullanarak (o işi yapmak) Yaradana sığınıp Osmanlı tokadını çarptık mı adamı lobut yemişe çeviren biz değil miydik? A. İlhan … Çağatay Osmanlı Sözlük
bir işaretine bakmak — bir işi yapmak için hazır beklemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
şike yapmak — 1) danışık spor karşılaşması yapmak 2) mec. bir çıkar karşılığı anlaşarak bir işi yapmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
yapmak — i, ar 1) Ortaya koymak, gerçekleştirmek, oluşturmak, meydana getirmek Her görevi ayrım gözetmeden aynı titizlikle yapmak başarının sırrıdır. Ç. Altan 2) nsz Olmasına yol açmak Durgun sular sıtma yapar. 3) nsz Yol almak 4) Onarmak, tamir etmek… … Çağatay Osmanlı Sözlük
daniskasını yapmak — bir işi her yolu deneyerek gerçekleştirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
sabotaj yapmak — 1) yıkmak, tahrip etmek, kullanılır durumdan çıkarmak Sırplar bu sırada ricat ordusuna hücumlar tertip etmek, postaları vurmak, geri hizmetlerde sabotaj yapmak gibi teşebbüslerle düşmanın ileri hareketini kolaylaştırdılar. F. R. Atay 2) bir işi… … Çağatay Osmanlı Sözlük
baskı yapmak — 1) bir kimseyi bir işi yapmaya zorlamak, zor kullanmak 2) sp. oyuncunun rahat hareket etmesini engellemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
politika yapmak — politika yoluyla bir işi çözümlemek istemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kıyak yapmak — argo (birine) maddi ve manevi destek olmak, yardım etmek O kadar uzatmayalım bu işi, sana bir kıyak yapalım. T. Yücel … Çağatay Osmanlı Sözlük
iki karpuzu bir koltuğa sığdırmak — aynı anda iki işi veya görevi yapmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
birlik olmak — bir işi yapmak için anlaşmak Bu ayıbı işleyenlerle birlik olmayı bir türlü kibrime yediremiyorum. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük